|
Mahir EYÜBOĞLU Eğitimci İletişimci - Yazar
|
Aile içi ilişkiler kursunda kadınlara şu soruyu sordum:
“Eşlerinizi parmağınızda oynatan mısınız?
Yoksa eşlerinizin parmağında oynayan mısınız?”
Hanımlar hemen-hemen ikiye ayrıldı.
Bir kısmı;
“Ben eşimi parmağımda oynatırım.” derken,
bir kısmı da, “Eşim beni parmağında oynatır” dedi.
Çok azınlık bir grup ise;
“Biz birbirimize sevgi ve saygı değelerinde,
denkliğe önem veririz.” dedi.
Bana göre, aslında her kadın erkeğini parmağında oynatabilir.
Allah-ü Teala’nın kadına vermiş olduğu;
ses, ten ve bedendeki yumuşaklık sayesinde,
erkeğine istediğini yaptırabilir,
yani erkeğini parmağında oynatabilir.
Ses, beden ve ten yumuşaklığının zarafetinden
haberli olmayan kadınlar, hadis-i şerif de buyrulan;
“Erkeğe benzeyen kadına, ya da kadına benzeyen erkeğe lanet olsun”
ifadesi gereği;
erkeğine sertleşen, dikleşen, itiraz eden bir kadın durumunda olup, Efendimizin lanetini üzerine almış demektir..!
Lanetli bir insanla sağlıklı ilişki kurmak çok zordur..!
Bu tür kadınlar, erkekleriyle rızalaşmada veya erkeğini razı etmede,
yeterince başarılı olamazlar.
Adeta, benim eşeğim erkek dercesine, erkeğine dikleşen bir kadın,
yuvayı cennet bahçesi yerine cehennem çukuruna dönüştürür..!
Akıllı ve sorumlu bir kadın ise;
yuvasının bozulup ve yıkılmaması için elinden gelen mücadeleyi yapar.
Zaten başarı o değil mi ki;
elde ettiğini kaybetmemek için, mücadele etmesini bilmektir..!
Efendimizin, kızı Fatıma anamıza buyurduğu gibi,
“Yuvayı yapan da yıkan da dişi kuştur.”
Yani bir kadın erkeğinin önünde oynarken, hatta oynar görünürken;
aslında erkeğini, parmağında oynatmasını biliyor demektir..!
Aslında erkekler, kalın, kaba ve sert yapılı oldukları halde,
sıcak ve samimi ifadeler karşısında her şeyi yapmaya hazırdırlar.
Yeter ki onlara; doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde
hitap etmesini bilip, onlardan taktir ve taltifi eksik etmeyelim.
Bunu yapan ve beceren her kadın,
bana göre, o erkeği parmağında oynatır..!
Eğer bir kadın şu aşağıda sayacağım ifadeleri genellikle evinde,
hatta özel anında kullanmasını bilmiyorsa,
erkeğini parmağında oynatamaz..!
İşte o hitabelerden bazıları..!
“Peki canım...! Olur bir tanem...! Hay-hay canım...!
Sen nasıl istersen öyle yapalım kocacığım..!
Benim kocam her şeyin daha iyisini ve doğrusunu bilir...!
Benim kocam yaptığını Allah için yapar...!
Benim kocama güvenim sonsuzdur...!
Elbette senin dediğin gibi yapalım ama,
şu mahsurlu yanını da unutmayalım olmaz mı?!” gibi..!
Karşımızdakini,
kendimiz gibi düşündürmeye çalışmanın yollarından biri de,
ona değer verdiğimizi, onu taktir ve taltif ettiğimizi,
onun doğru yaptığına ve ona güvendiğimizi belirtmekten geçer.
Bu taktiği uygulayan her kadın erkeğinin
önünde oynar gibi görünür ama,
aslında erkeğini parmağında oynatır..!
İşte oynarken oynatmanın sırrı budur.
Bir sorunu ortadan kaldırmak için,
eğilmesini ve alttan almasını bilmek gerekir.
Eşi yerine, sorunu çözmeye odaklanan insanlar,
sempati toplayıp, eşini üzmeden daha kolay çözüm üretebilirler.
Eğilmek kambur olmak anlamına gelmez.
Eğilmek; tevazu ve alçak gönüllü olma alametidir.
Allah ve Resulü’nün sevdiği davranış şeklidir.
Çünkü içinde, açık yada gizli gurur ve kibir yoktur...!
Keza alttan almakta böyledir.
Alttan almasını bilen insan,
Hoşgörü ve sabrını hayırda kullanmasını bilen insandır.
Dikleşen ve önce itiraz eden insanların fıtratında;
Allah ve Resulünün hiç sevmediği,
açık ya da gizli gurur ve kibir vardır.
Eşine gurur ve kibirle dikleşerek yaklaşan hiçbir kadın,
erkeğini parmağında oynatamaz
Her gurur ve kibrin temelinde, şeytani bir davranış vardır ..!
Ne mutlu,
eşinin parmağında oynarken, veya oynar görünürken,
eşini parmağında oynatmasını bilen kadınlara...!
Osmanlı hanımefendisinin dediği gibi;
“Ben kocama hiç itiraz etmem ama,
kocam hep benim dediğimi yapar..!
(muhalefet edecek olsam bile, bunu daima muhabbetle yaparım).
Muhalefetini muhabbetle sunan kadınlara selam olsun..!
Çünkü kılıbık erkekle, kazak erkek arasında
ne fark vardır bilir misiniz..!
Olsa-olsa ya beş ya da on dakikalık fark..!
Aman be kardeşim onu da düzleyiver gitsin diyeni de gördüm..!
Çünkü bütün erkekler,
yaptırmasını bilen kadınların dediğini yaparlar..!
Ama beş dakika sonra, ama on dakika sonra..!
İşte o kadınlara selam olsun, işte o kadınlara rahmet dolsun..!
Mahir Eyüboğlu
18 Eylül 2013
|