|
Mahir EYÜBOĞLU Eğitimci İletişimci - Yazar
|
Var olanı bulup oraya çıkarmak, hele kullanmasını bilmek herkesin kârı değildir. Allah’ımız insanların kalbine “kendi yüceliğinin eseri olarak” sevgi vermiştir. (Rum-21). Akıllı insanlar kalpteki bu sevgiyi ortaya çıkartıp kullanmasını bilenlerdir.
Muhabbet ehli insanlar bu sevgiyi kullanırken, ya gözlerini, ya sözlerini ya da her ikisini kullanırlar. Kalpteki sevgi önce gözlerden yansır. Gözlerdeki sevgiyi sözler destekler, güçlendirir. Kalpteki sevgi sözlere genellikle, takdir taltif şeklinde olumlu ve pozitif ifadelerle yansır. Bunlar, ilişkide olduğumuz insanı koşmaya hazırlayan ifadelerdir. Huzur veren insan, dinlerken dinlendirme özelliğini daima korur. Tenkitleri bile pamuğun içindeki iğne gibidir. Acı hissettirmez. Kanayan yarayı çabuk temizler.
Muhabbet ehli insanlar, karşısındakine hüner arayan gözle bakmasını bilirler. Muhabbet ehli insan, sevgisini olgunlaştırıp saygıya dönüştürmesini bilen insandır. Muhabbet ehli insan,vefakardır, fedakardır, azimkardır, kanaatkardır, sebatkardır, lütufkardır. En önemlisi itaatkardır ki sadakati muhabbetinin artmasına, sevgilerin olgunlaşıp yücelmesine vesile olur.
Kısaca muhabbet, Muhammed’den (sav) yani, Muhammedi ahlak, eğitim ve terbiyeden doğar. Bir yerde Muhammedi bilgi ve eğitim, ahlak ve terbiye yoksa orada muhalefet vardır. Her muhalif davranış, tenkit ve tahkir ifadesi taşır. Muhalif davranışlarda kalpten, sevgi yerine; sorumsuzluk, kin, nefret yayıldığı için, her şey durmadan tenkit edilir. Aşağılanır. Küçük görülür. İlim ve irfana değer verilmez. Karşısındaki kişinin hünerleri yerine daima kusurları aranır ki, rahat tenkit edebilsin diye. Aslında her tenkit ve itirazın temelinde şeytani bir kavram vardır. Çünkü ilk tenkit ve itiraz şeytandan hasıl olmuştur.
Kısacası muhalefet ehli insan; isyankar, ihmalkar, tamahkar, cüretkar, hilekar, sahtekar dediğimiz, olumsuz kârlarla şeytani ahlak ve değerlerle beslenen kişilerdir.
Onların şerrinden Allah’a sığınarak tedbir almayanların hali oldukça zordur.
Muhalefet ehli insanı, hem gözlerinden, hem de sözlerinden anlamak hiç de zor olmaz. Onlar ekilmeden üreyen dikenler gibidir. Ekilmeden üreyen dikenleri, en verimli buğday tarlasın da bile görmeniz mümkündür. Asıl olan, onları ıslah edeceğim derken, damızlık tohuma zarar vermemek gerekir.
Dikensiz tarla olmaz. Muhalefetsiz, muhabbet olmaz.
Yeter ki her muhalifin bizim imtihanımız olduğunu bilelim. Kendimize bakalım. “Ben muhabbet mi yoksa muhalefet ehlinden miyim? Rahmani mi yoksa şeytani mi değerler üretiyorum?
Öyleyse benim hissettirdiklerim, gözlerim ve sözlerimden yansıyanlardır.
Suretim, siretimim aynasıdır.
Karşımdaki bana bakınca, bende kendini görebilmelidir.
Pek çok göz bakar ama görmesini bilmez.
Ne diyeyim bu da Allah’tan değil mi…!?