|
|
İlhami Bey’in ziyareti...20.07.2007 |
|
Anasayfa » Yazarlar » Mahir Eyüboğlu » İlhami Bey’in ziyareti...20.07.2007 |
|
|
|
Mahir EYÜBOĞLU Eğitimci İletişimci - Yazar Aile Danışmanı
|
İlhami Bey hediyeleşmeyi pek sever. Ziyaretlerinde sağ olsun hiç eli boş gelmez. Yarım elma gönül alma der, mutlaka bir şeyler getirme nezaketi gösterir. Yani, heybesi boş değildir. Hep dolu dağarcıkla dolaşır.
Hazım sorunu olmayanlar onun ikramından ne kadar yerlerse yesinler, rahatsızlık duymazlar. Zaten fazla yeme ihtiyacı da duymazlar.
Onun sofrasından nasipliler aldıklarını da kolay-kolay harcamazlar. Zira o hep manevi sofradan ikram eder. Bana ikram edilenlerden ben de sizlere sunsam kabul eder misiniz?
İlhami Bey (m.e.) diyor ki:
İşte çayır işte çamur. Çayırda giden dinlenir, çamurda giden kirlenir. İster dinlenen ol, ister kirlenen ol.
Okumayı sevmek istiyorsan önce kendini oku. Bütün kâinat insanda yazılıdır. Kendini seven okumayı da sever.
En büyük zenginlik kanaatkârlıktır. Kanaatkâr insanlar, sahip olduklarına hükmeder ve onlarla mutlu olmasını bilirler.
Tamahkârlar ise, sahip olamadıklarına hükmetmeye kalktıkları için mutlu olamazlar.
İmansız bilgi eşeğe vurulan semer, imanlı bilgi ise, ata vurulan gem gibidir. Geme hâkim olan, ne yana, ne yöne gideceğini bilir. Eşekten düşenin de bir tarafı kırılır.
Ölü üzerinde elbise prova etme, kürklü ipekli kadife de giydirsen hepsine kefen denir.
Ayıklamasını bilmeyene pirincin taşı, pirinç gibi beyaz görünür. Bu yüzden de nice dişler kırılır.
Pirincin içindeki siyah taşları herkes tanır ama beyaz taşlara sadece aptallar aldanır.
Hepsi üzüm suyu deyip, pekmezle şarabı bir tutma. Helalden haramın çıkabileceğini de unutma.
Her ikisi de kadın, karın sana helal ama ondan çıkan kızın sana helal mi? Kuralı koyan sen misin, Allah’u teala mı?
Aklın sahibi Allah’tır. Dilediğine çok, dilediğine az, dilemediğine hiç vermez. Sen, insanlara akıl değil bilgi ver. O bilgiyi herkes, kendi aklına göre kullanır.
Şefkatle öpmesini de bil, şehvetle öpmesini de. Şefkatle öperken, oğlun, kızın, anan, baban bil. Şehvetle öperken, karın, kocan bil.
Bağırmasını bildiğin gibi, bağrına basmasını da bil. Unutma kendine bağıranlar, başkalarına bağırmaz, bağıramazlar.
Bazen susarak, en büyük çığlığı atanlardan ol.
En asil insan; kul hakkına riayet edendir. Çünkü o herkese saygı duyar ve idare eder. Demokrasi, kul hakkına riayet etmesini bilenlerin rejimidir.
Haksız yere; kim ölürse ölsün insan, kim de öldürürse öldürsün katildir. Ancak Hak (Allah) için ölene şehit, öldürene de mücahit denir. Onları yeri cennettir.
Başarı ve mutluluk, başkalarını değil; kendimi değiştireceğim diyenlerin dostudur. Çünkü onlar mazeret ve bahanelerin arkasına saklanmazlar.
Hilesiz olanlar çilesiz yaşarlar. Çünkü onları Allah korur.
Zira kadere teslim olan kederden emin olur.
Elemlerin (acı ve sıkıntıların) çokluğu, Emellerin (istek ve arzuların) çokluğundandır. Emeli kanaat olanın, elemi safahat olur.
Ne ile beslenirsek onunla doyarız. Kalbi besleyen sevgi ve nefret, aklı besleyen bilgi ve cehalettir. Kalp sevgisini Allah ve Resulünden, akıl da bilgisini Kur’an ve sünnetten almazsa sadece hamallık yapar.
Herkes gibi olma, herkes veremeyeceğini ister. Sen verebileceğin kadarını iste ki, istediğin yerine gelsin.
Önce ya bilgilenme ya da öğrenme sorusu sor. Art niyet, önce sorgulama sorusu sormaktan doğar. Kanaat sahibi olmadan, karar sahibi olmak, insanı gıybet ve iftiraya götürür.
Kimi insan, İbrahimler yansın diye, Nemrut’un yaktığı ATEŞE ODUN taşır. Kimileri de; cehalet yangını sönsün diye, İbrahim’in ATEŞİNE SU taşır. Sen Nemrut’un ateşine odun taşıyan değil, İbrahim’in ateşine su taşıyan ol.
Gözyaşı merhametin simgesidir. Bu yüzden, ağlamasını bilmeyenler, anlamasını bilmezler.
Besmele çekmesini öğretmezsen insanları doyuramazsın. Unutma, oburları öbürlerinden ayıran şey, besmele çekmesini bilmeyişleridir.
Güzelliğin sırrı zıtların varlığında yatar. Zıddını bilmeyen aslına ulaşamaz.
Unutmak insanla doğar, insanla ölür. İbadetler Yaratanı unutmamak için yapılan tekrarlardır.
Hayat bir tekrardır. Hayat değişen bir tekrardır. Nerde değiştiğin, neden değiştiğin, nasıl değiştiğin, niçin değiştiğin önemlidir.
Sen şerde değil, hayırda değişenlerden ol.
Bulacağım diyenlerden değil, Olacağım diyenlerden ol. Çünkü olgunluk, başkasının dünyasında yaşama sanatıdır.
Unutma, güneş görmeyen meyve olgunlaşmaz. İnanan insanın güneşi Allah ve Resulüdür.
Yönünü kime dönersen dön, Sırtını bir başkasına dönmüş olursun ki, Senden bir şikayet eden bulunur. Ama yönünü yaratana dönenlerden olursan, Camideki cemaat misali, Kimse, ne önündekinden ne de, arkadakinden şikayet etmez.
Herkes menfaatini koruyacak şekilde yaratılmıştır. Asil insan, merhametini menfaatinin önünde tutandır.
Başkalarını değiştirmeye kalkma, Yaratanın işine de karışma Sonra şirke düşersin, En güçlü insan, kendini yenileyen yani değiştirendir.
Asil insan idare eder, çünkü hoş görü zengini ve çözüm üretir. Aciz insan şikayet eder, çünkü hor görü ve problem üretir. Cahil insan gıybet ve iftira eder, çünkü dedikodu üretir.
Soylu insan, ne ürettiğini bilendir.
Bilmeden yapılan iyilikten maraz (kötülük) doğar. Ata, et verenle; ite, ot veren olma, Yoksa, ikisini de aç bırakırsın.
|
16.05.2011
|
» Yorumlar |
Listelenecek Kayıt Bulunamadı. |
|
|